AKP iktidarının cumhuriyet ve cumhuriyet kıymetlerine karşı gerçekleştirdiği akın her geçen gün derinleşmeye devam ederken, Cumhuriyetin 100. yılına iki haftadan az mühlet kalmış olmasına rağmen şimdi bir davet programınının duyurulmamış olması yabancı ülkelerin büyükelçilerini ve memleketler arası örgütlerin temsilcilerini şaşırttı.
AKP’nin 7 Ekim’de gerçekleştirdiği “4. Harikulâde Büyük Kongresi” için başta Avrupa olmak üzere çok sayıda ülkenin siyasi parti temsilcisinin uçak bileti ve konaklama masrafları karşılanmak üzere Ankara’ya davet edilirken, yabancı ülkelere ve memleketler arası örgütlere Cumhuriyet’in 100. yılına dair rastgele bir davet yapılmadı.
T24 müellifi Barçın Yinanç, bahse ait kaleme aldığı yazıda “Türkiye’deki büyükelçiler, memleketler arası örgütlerin temsilcileri bir müddettir birbirlerine ‘Sana bir şey geldi mi’ diye sorup duruyorlar. Merak ettikleri, 29 Ekim için özel olarak nasıl bir faaliyet yapılacağı. İki haftadan az bir müddet kalmış ne davet var ne bir şey” sözlerini kullandı.
Yinanç’ın “Yabancı büyükelçilerde Cumhuriyet’in 100. yılı şaşkınlığı” başlıklı yazısında öne çıkanlar şöyle:
“Aslında seçimlerden beri yabancı büyükelçiler, 29 Ekim’e üst seviye iştirak sağlamak gerekebilir diye, Ankara’yı yoklayıp durdular.
Çünkü olağanda, devletler kuruluşlarının, 75, 100, 200. yıl dönümlerinde bilhassa yabancı başkanların de katıldığı görkemli kutlamalar yaparlar. Mümkün olduğu kadar çok sayıda ve üst seviye iştirak tercih edilir. Bir manada öteki devletlerce ne kadar önemsendiğinizin, ne kadar hürmet duyulduğunuzun da bir göstergesi olur. İçinde yaratıcılığın da olduğu kutlamalar dosta düşmana ülkenin zenginliğine, özgüvenine dair bir nevi gösteriş yapma fırsatı da verir.
Ankara’daki nahif büyükelçiler de, kendi ülkelerinin devlet liderleri, başbakanları ya da bakanlarının takvimi dolmadan, 29 Ekim’i Türkiye için tutmak için ön almak istediler.
İktidar unutmak istese de 29 Ekim’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılının kutlanacağının yabancılar bile idrakinde. İhtimal bu ortalar, çok da özel bir coşkuyla kutlanmayacağının farkına varmaya başladılar.”